1 Mayıs 2013 Çarşamba

KILDAN İNCE KILIÇTAN KESKİN


Hülasa şiirin kanatları altında sözün uçarı yüzünü

Kıbleye dönerek bismillah her şey sonunda bir şey

Bir meydanın eseri olacak bir meydanın zebunu

Bir kapının nice kapılara bölünerek öyle cazip

Bir hal içinde itiraf olunur ise cümlesine eyvallah.

 

Sözü söze yandırıp bir miktar söz etmektir niyetim

Nereden nereye gidilir bir bilmeze sorulabilseydi?

Bir görmeze işaret edebilseydi dağın başındaki hal

Taşa vuran nur mudur taş başına mağrur mudur?

Bu dağ acaba tur mudur söylenmesine de eyvallah. 

 

Dünyanı bildin mi halini de bilirsin derininde inceden

Bir tecelli şeklinde gökyüzünden yeryüzüne eyvallah

Evvel Allah her şeye güzellik veren varlığın özünden

Kendinden bir nefes bir yaratış bir rahmet halesi ile

Dönsün diye etrafında her şey, dönüşüne de eyvallah.

 

Âdem Aleyhi selamdan beri Allahın bütün dilleri

Bütün harfleri bütün kelimeleri bütün cümleleri

İkram edilmiş oluyor elbet emriyle Rabbülalemin

Bize bir zevk şelalesi bir intikal macerası bahşederek

Bütün bunlarla birlikte renklerin ahengine de eyvallah.

 

İnsanı bir kalıp çıkararak renklerini gözlerini kaşlarını

Ayrı ayrı ne kadar da güzel oluyor yeryüzü çocukları

Herkesin kendine dönüyor yüzü bunu bir imkân olsun

Dillere dönüşsün diyerek gelmişini geçmişini burada

Aman nasıl bir sınavdır bu böyle keyfine de eyvallah.

 

Ama sonunda herhalde yine en başa döneceğiz iyi mi?

Döneceğiz ki eşyayı makamda manidar kılınmış görelim

Malı mülkü evlad-ı ıyali içimizde çöreklenmiş olan hırsı

Bir görelim hele nasılmış encamı aşkın hâlihazırda

Rüyada gördüğümüz güzeller güzeline de eyvallah.

 

Nurettin Durman

11 Aralık 2012, Salı, 11.29

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder