Sevgili
Müştehir Karakaya geçmiş günleri analım biraz. Hani şu artık tarih olan
Kardelen dergisinden söz edelim. Nasıl bir heyecandı öyle. Dergi çıkarma
niyetinizi, sonrasını. Kimler vardı. Siz kimdiniz? Cağaloğlu ne haldeydi?
- Evet, artık tarih olan ama iyi bir tarih olan
geçmiş... Gençlik yılları... 1990 yılı... Sancılı bir yıldı. Sizlerin de
malumu, seksenli yılları yeni bitirmişiz, dergiler, kadim dergiler, uzun yıllar
çıkan dergiler kapanıyordu. Artık bu ağır yükü taşıyamıyordu, ben de neredeyse
işsiz, güçsüz, parasız pulsuzdum. Zaten benim gibi yarım akıllılar böyle bir
günde, böyle bir durumda dergiciliğe soyunur. 80 kuşağı olarak bugün anılan
şairleri ve yazarları, edipleri, eleştirmenleri hızını alamadan, kendilerine
bir tokmak ararken, işte tam da bu hengâmede, itilmişlerin bir bargâhı olsun
istedik bu dergiyle... KARDELEN dedik adımıza. Bizi bugüne taşıyan şey, o günkü
heyecanlar değil mi, sizce?