10 Nisan 2013 Çarşamba

Hakir Kuşu Eti İçin Öldürmek




    “Bilmübalağa denilebilir ki, her kesin anlayabileceği şiir münhasıran dûn şairlerin işidir.” Diyor, Ahmet Haşim. Yani açıkçası şiirden anlamak her babayiğidin harcı değildir demek istiyor. Peki, nedir bu anlaşılması zor olan şiir? Ne iş yapar, ne işe yarar oluyor ki? Boşuna olan, olmasa da olur kabilinden bir şey midir bu adına şiir denilen, bir yerde yukarılarda gibi duran, bir yerde de aşağılarda sürünüyor gibi görünen kelimeler yumağı. Biraz da çevirmenlerin tam karşılığını bulamadıkları bir kelimenin özgün yazılışını parantez içine alışları gibi, öyle müphem… Muhakkak şiir söylemek ya da yazmak basit bir uğraş değildir, zorluğu, çilesi vardır. Anlamak ise duyumsamak demektir. Anlamak; anlayıp da işine gelmiyorsa benimsememek demektir. Her okuyan kendine göre bir şeyler anlıyordur muhakkak. Ama nasıl anlıyordur, tahayyül ettiği gibi, anlamak yetisinin elverdiği miktarda; yani tam değil. Belki de şiiri söyleyenle şiiri anlayan arasında fark yoktur, fark yalnızca anlayışlarda vardır. Nitekim İmam Gazali; “Allah aşkı ile yananların vecdi anlayışlarına göredir. Anlayışları da tahayyül ettikleri gibidir. Onun hayalinin şairin şiiri ve muradına uygun olması şart değildir” demiştir.


    Acaba şairin muradına uygun şekilde anlaşılmış bir şiir var mıdır? Varsa eğer o şair de dûn bir şair midir? “Hasan bin Sabit, şiirleri ile Resul-i Ekrem’i över, kâfirleri yererdi.” Bunu açıkça yapardı. Yani diliyle mükemmel bir savaş verirdi. Burada öncelikli olan nedir acaba? Şiirin hayata yansıyan yanlarının vazgeçilmezliği iddiasının yanında, başka yaklaşımların da olabileceğini varsaymak. Anlaşılmak mı yoksa anlaşılmamak mı? Bir de; “Mânâ araştırmak için şiiri deşmek, terennümü yaz gecelerinin yıldızlarını ra’şe içinde bırakan hakir kuşu eti için öldürmekten farklı olmasa gere” diyerek beyan etmiş Ahmet Haşim. Peki, şiirin hayata sunacak şeyleri olmayacaksa, öyle değilse eğer, ne manası kalıyor şiirle vakti öldürmenin.

    Hakir kuşu eti için öldürmek de sempatik gelmiyor bana, içten içe beni de kışkırttığı olmuyor değil hani. En güzelini yine İmam Gazali söylemiş: “Allah sevgisi gâlip olan kimselere söz ve ifade tarzı zarar vermez. Ne ifade ile olursa olsun o kimse o sözden kendi âli himmeti ile alakalı ince mânâlar çıkarabilir.” (İhya, C.2,Semâ)

    İmam Gazali, Ahmet Haşim ve zihnimizi meşgul eden şiir… Bu mesele zor ve ilginç görünüyor doğrusu.


*
Nurettin Durman


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder